Ana Sayfa / Sualtı Rehberi ve Bölgeleri / Gelidonya Antik Batiği
Antalya körfezinin en batisinda bulunan Gelidonya bugünkü adiyla Taşlik burnunun güneyine doğru siralanmiş Beş adalardan en büyüğünün güney doğusunda seyreden bir yük gemisi kayaliklara çarparak yükünü saçmaya başlamiş ve çok geçmeden de deniz altindaki bir kayanin üzerine kiç üstü oturmuştur. 1954 yilinda Bodrumâ€lu bir sünger dalicisi tarafindan keşfedilen ve 26-28 metre derinlikte bulunan batiğa 1960 yilinda yapilan araştirma dalişlarinda geminin Genç Tunç Devrine ait olduğu saptanmiştir. Yapilan bu dalişlarin bir diğer özelliği de sualtinda dalgiç bir arkeoloğun başkanliğinda kazisi tamamlanan ve kara kazisi standartlarina uygun olarak yapilan ilk sualti kazisi ünvanina sahip olmasidir.
Gemideki ağir yüke yataklik yapmasi için yerleştirilen çali çirpiya yapilan analizlerden elde edilen sonuca göre yapilan tahmin geminin M.Ö. 13. yüzyil sonlarinda battiğidir. Kalintilarin üzerinde koruyucu kum veya mil tabakasinin olmayişi nedeniyle teknenin büyük bir kismi özellikle Teredo türü deniz kurtlari tarafindan yok edilmiştir. Buna rağmen kaplama ahşaplarinin Klasik Yunan ve Roma devirlerinde kullanilan gemi yapim tekniğinde gördüğümüz ağaç çivili zivanalarla birbirlerine tutturulduğu bilinmektedir. Ancak geminin ahşaplarini ağir yükten korumak üzere yerleştirilmiş yataklik çali çirpinin günümüze dek korunmuş olmasi, bize Odiseusâ€un kendi yaptiği tekneye koyduğu çali çirpinin amacini çok açik şekilde göstermektedir. Yükün dağilimi önceleri teknenin uzunluğunun 10 metreden fazla uzun olmadiğina işaret etmekteyse de son zamanlarda elde edilen yeni buluntular, teknenin ilk tahminlerden daha uzun olduğunu göstermektedir.
Gemideki yükün büyük bir kismi, eritilerek bronz alet yapiminda kullanilmak üzere Kibrisâ€tan getirilen hurda bronz aletler ile yeni bronz yapiminda kullanilacak bakir ve kalay külçelerden oluşmaktadir. Gelidonya batiğinin önemi, kazidan elde edilen tarihi bilgilerden kaynaklanmaktadir. Kazinin yapildiği siralarda Genç Tunç Devrinin ikinci yarisinda Mikenâ€lerin Doğu Akdenizâ€deki deniz ticaretini tekellerinde tuttuklari, Fenikeli denizcilerin ise ünlü denizcilik geleneklerine ancak daha sonraki Demir Devrinde ulaştiklari kabul ediliyordu. Gerçekten de Homerosâ€un Odysseiaâ€sinin 20. yüzyil klasik dil bilimcileri tarafindan genellikle milattan önce 8. yüzyila tarihlendirmesinin en önemli nedeni olarak, eserde sik sik Fenikeli denizcilerden ve bronz işleyiciliğinden söz ediyor olmasi gösterilmiştir. Ancak Gelidonya burnu batiğinin kazi sonuçlari başka olasiliklarin da varliğina işaret etmektedir.
1994 araştirmasi sirasinda Gelidonya batiğinda bulunan taş çapalardan, ortadoğu kökenli olduğu tahmin edilmektedir. Batiktan çikarilan artifaktlar bu gün Bodrum sualti arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
Bodrum Sualti Arkeoloji Müzesi Müdürü Oğuz ALPÖZENâ€in izni ile yayinlanmaktadir.