Perge'nin Önemi ve Kazı Çalışmaları
Perge, Antalya yakınlarında bulunan ve hem Türkiye'nin hem de dünyanın en önemli antik kentlerinden biridir. Şehrin ünü, devasa mermer heykelleriyle tanınır. Bu heykeller, bölgede o dönemde mermer atölyelerinin kurulu olduğunu gösterir. Kazılarda bulunan yazıtlara ve cesetlere bakıldığında, Perge'nin savaş yüzü pek görmemiş, huzurlu bir kent olduğu anlaşılmaktadır. Perge halkının kökeninin Anadolu olduğu ve Yunan medeniyetinin izleri görülmeden önce Perge'nin varlığının bilinmesi, bu antik kenti tarihsel olarak daha da değerli kılmaktadır.Kazı Çalışmalarının Zorlukları:
Ancak, Perge'deki kazı çalışmaları son yıllarda ödenek yetersizliği nedeniyle sekteye uğramaktadır. Devletin yeterli ödenek ayırmaması, kazıların erken bitmesine ve buluntuların korunmasında sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır. Perge, tarih hırsızları ve yangınlar gibi tehditlerle karşı karşıya kalmakta, giriş kuleleri gibi önemli yapıları depremlerden zarar görme riski taşımaktadır. Perge Kazı Ekibi Başkanı Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu, kazıların bu hızla devam etmesi durumunda, çalışmaların yüzyıllarca süreceğini ifade etmektedir.
Bakanlık ve Arkeolojik Çalışmalar:
Bakanlığın yabancı kazı çalışmalarını sınırlama kararı henüz netleşmemiş olsa da, Prof. Dr. Abbasoğlu, tüm kazıların bir proje kapsamında ve denetim altında yapılması gerektiğini savunmaktadır. Kazı sürelerinin uzun olmasının gerekliliğini vurgulayan Abbasoğlu, projelerin tamamlanması ve sonrasında koruma işlemlerinin dikkatlice yapılmasının önemine değinmektedir. Eski eserlerin onarımının herhangi bir inşaat gibi görülmemesi gerektiğini, bu işlerin dikkatli ve yetkin ekiplerce yapılmasının uzun vadede ciddi sorunları önleyebileceğini belirtmektedir.
Perge'nin Geleceği:
Türkiye'nin kültürel varlıklarını tam anlamıyla ortaya çıkarmasının zaman alacağı ve bu süreçte bütçe yetersizliğinin büyük bir sorun olduğu ifade edilmektedir. Sponsorluk yasasının önemli bir adım olduğu, fakat sponsorların bilinçlendirilmesi ve özendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Yerel yönetimlerin katkısının önemi de belirtilerek, yerel halkın bilinçlendirilmesinin eğitimle mümkün olacağına dikkat çekilmektedir.
Kazıların Başlangıcı ve Buluntular:
Perge kazıları ilk olarak 1946 yılında Ord. Prof. Dr. A. Müfit Manser tarafından başlatılmış, 1975'te Prof. Dr. Jale İnan ve 1988'den itibaren Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu tarafından yürütülmüştür. Kazılarda Hititler dönemine ait bronz tabletler, M.Ö 4200 yıllarına ait mezarlar ve pek çok çanak çömlek bulunmuştur.
Gelecek Planları:
Perge kazılarında çok sayıda heykel bulunmuş olup, bu kentin bir heykeltıraşlık okulu barındırdığı ve Anadolu'da Afrodisias'tan sonra en kaliteli heykellere sahip olduğu düşünülmektedir. Prof. Dr. Abbasoğlu, konut ve gömüt projeleri kapsamında antik evlerin nasıl olduğuna dair araştırmalar yapmış, bu evlerin uzun süre kullanıldığını ve çeşitli değişimlere uğradığını tespit etmiştir.
Sonuç:
Perge'nin tarihi ve kültürel önemi, yapılan kazılarla gün yüzüne çıkmakta, ancak bütçe yetersizliği ve diğer zorluklar, çalışmaların sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır. Perge'nin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için yerel ve ulusal düzeyde daha fazla destek ve bilinçlendirme gerekmektedir.
12 Mart 2007 |
Aksu |
9235 kez okundu |
1 kez tavsiye edildi |
Kaynak: Bilinmiyor
Yorum Ekle
